Bu Blogda Ara

blog etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
blog etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Aralık 2018 Cuma

Benim Kitaptan Dünya'm 📚: Ahmet Batman - Korkma Kalbim 🌎⭐





Kitabın Yazarı: Ahmet Batman
Kitap Türü: Deneme
Yayınevi: Destek Yayınları
Yayınlandığı Yıl: 2015 (15-12-2015)
Sayfa Sayısı: 216


Selamlar Sevgili Okuyucu;

Bir solukta okuduğum bir Ahmet Batman kitabı ile karşınızdayım... Daha önce yazarın adını duymayanlar için; 2013 yılında okuyucu ile buluşan ilk kitabı "Soğuk Kahve" ile hatırı sayılır bir kitleye hitap eden yazar aynı yıl içinde "Sabah Uykum" u da piyasaya sürerek; okuyucunun hafızasında güzel bir iz bırakmış ve üçüncü kitabı "Bana İkimizi Anlat" ile de yerini iyice sağlamlaştırmış. Şuan bu yazıya konu olan "Korkma Kalbim" ise dördüncü ve en son kitabıdır.

Gelelim o zaman bu kitabın hikayesine; bana göre kitabın genel bir hikayesi vardı. Ahmet Batman hatırı sayılır bir okuyucu kitlesine sahip, iyi bir yazardır ancak şahsi görüşüm bu kitabın bir başarısızlık olduğudur. Kitabın başından sonuna kadar bir çok önemli noktayı aslında tahmin ederek okuyorsunuz. Bilenler var mıdır bilemem ama Wattpad diye bir uygulama vardır; amatör birçok yazarın ya da yazar olmak isteyenlerin sanal ortamda kitap yazdığı, insanların da bu kitapları ücretsiz okuyabildikleri bir platform. Ben Wattpad üzerinden çok kitap okurum; zira bazıları gerçekten muhteşem hikayelere sahiptir. Her neyse konumuz bu değil. Wattpad de okuduğum kitaplardan birini okumuş gibi hissettim açıkçası. Hikaye çok ilgi çekici ya da merak uyandırıcı değildi ancak kitabın her sayfasında da altı çizilecek bir cümle bulabiliyordunuz. Ben bunu şu şekilde yorumlarım; 216 sayfa içerisine serpiştirilmiş birkaç güzel cümleden ibaret bir kitap.

Bu kitabı raflarınıza yerleştirmek isterseniz eğer; sağlam bir hikayesi olmadığını biliniz isterim. Ancak boş okumuş da sayılmazsınız. Zira bazı cümleleri gerçekten insanın içerisine işliyor. Son olarak kitaptan bir kaç cümleyi sizlerle paylaşmayı tercih ederim. Zira aslında bir kitabı anlatan en güzel cümleler; kendi içinden alınan cümlelerdir...

Sevgiyle kal, hoş kal, hoşça kal okuyucu...

"Açıkçası kimse hayal ettiği gibi yaşamıyor. O yüzden kendini çok da harap etme. Yolun sonu belli, herkes ölüyor."

"Ne kadar zamanımız kaldı bilmiyoruz ve hala birbirimize geç kalmak için oyalanıyoruz. Korkak kalplerimizi birine sunmaya cesaret dahi edemiyoruz. Oysa insan koşmalı sevdiğine bir şarkıları daha olması için, beraber bir film daha izleyebilmek için, elini birkaç dakika daha fazla tutabilmek için…"

"Çünkü ben bugün en çok da kandırılmış gibi hissediyorum.
Sevgisinin karşılığını alamamış bir kedi
Başı okşanmamış bir köpek
Bir kere ısırılıp yarım bırakılmış bir elma
Yarısında değiştirilmiş bir şarkı
Birkaç harfi çalışmayan bir daktilo
Tek küreği kayıp bir sandal
Raydan çıktığının farkında olmayan bir tren
Pili bitmiş ve zamandan habersiz bir saat
Sabaha kadar çalışıp sınavdan kalan bir öğrenci
Avucundaki birkaç bozuk parayı kanalizasyona düşürmüş bir dilenci
Attığı hiçbir mesaja cevap gelmemiş bir aşık
Ve en çok da bir başıma hissediyorum.
Ben bugün hiç tamamlanmayacakmış gibi yarım,
Bitmeyecek bir şiir gibi yorgun
Soluk yazan bir kalem gibi halsiz hissediyorum.
Bugün iliklerime kadar ben olan bir kadından vazgeçiyorum.
Ben bugün ölüyorum da, sadece gömülmüyorum.
Gözümden akan yaş değil
Üzerime yağan yağmur değil.
Bu tükenmişlik ben değil.

Ben bugün en tükenmiş halimle bile seni seviyorum."


#yazmazsamolmaz 🦋🌸
#kubraslisen 🐧❣
#okudumbitti



10 Mayıs 2018 Perşembe

Benim Kitaptan Dünya'm 📚: Charles Graeber - İyi Hemşire🌎⭐

Selamlar Sevgili Okuyucu...

Uzun zaman önce okuduğum ama yazmaya fırsat bulamadığım Charles Graeber'in "İyi Hemşire"sinden bahsedeceğim bugün.

Kitabımızın kahramanı işini ustalıkla yapan bir seri katil... Amerika'daki gerçek bir seri katilin hikayesini anlatan bu kitabı okurken bazen sayfalar arasındaki bağlantıyı kurmakta zorlanabilirsiniz... Bazı bölümleri o kadar karışık geliyor ki insana...

Her neyse... Gelelim kitabımıza... 2003 Aralık ayında yakalanan ve medyanın "Ölüm Meleği" lakabını taktığı Charles Cullen seri katil kariyerine ilk önce evdeki hayvanlarını öldürerek başlamıştı. Dışarıdan bakıldığında duyarlı, titiz, işini özenle yapan bir hemşire idi... İyi bir baba, iyi bir eş ve iyi bir arkadaştı... Tüm bu özellikleri taşıyan birinin soğuk kanlı bir seri katil olabileceğini hiç kimse beklemez; dolayısıyla geçirdiği düzinelerce soruşturmaya rağmen kendi itirafına kadar suçunun kanıtlanamaması normal aslında.

Kitabın sayfalarını çevirirken katilin hangi düşünce ile bu ölümlere sebep olduğunu anlayabiliyor ve her şeye rağmen sicilinin lekelenmemesine şaşırıyorsunuz. Kendisinin bile hatırlamadığı bir sayıda ölüme sebep olan bu adamın hikayesini kaleme alan yazar Charles Graeber yaklaşık 10 yıllık bir çalışmanın ardından bu hikayeyi bizlerle buluşturmuş. Belki de yüzlerce polis kaydı, gizli dosyalar arasında araştırma yapmıştı ancak en can alıcı olanı bu kitabı yazabilmek için cezaevindeki Charles Cullen ile de görüşmüştü...

Kısaca; bu kitap bir seri katilin hikayesini anlatan, uzun araştırmalar sonucunda titizlikle kaleme alınmış muhteşem bir biyografi... İyi kurgulanmış bir gerilim romanı...

Eh o zaman okuyucu; sen de bu kitabın sayfalarını arşınlayıp kitaplığına kaldırmalısın. Çünkü "İyi Hemşire" bunu hak ediyor... :)



Sevgiyle kal, mutlu kal okuyucu...

#yazmazsamolmaz 🦋🌸
#kubraslisen 🐧❣
#okudumbitti


7 Mart 2018 Çarşamba

Benim Kitaptan Dünya'm 📚: Ertürk Akşun - 18 Saat🌎⭐



"Bahane arandığında en kolay bulunan şeydir zaten." Syf. 168

"Hayat bir sokak değil ki bitsin Tolga'cığım, uçsuz bucaksız bir ülke o. Hayat dört duvarla kapalı bir oda değil, uzun bir yol. Sonunu kimsenin bilmediği bir yol hem de. Geride kalanlar, geride kalır. Çünkü yol hep ileriye doğru gider, geriye dönüşü yoktur. Terk ettiğinle bir daha karşılaşamazsın. Çok zordur bu. Yani önüne çıkan her gerizekalı yüzünden hayatı sorgulamayı bırakmalısın." Syf. 169

"Şehir ne kadar kalabalık olursa olsun, içinden birkaç kişiyi çıkarırsanız o şehrin anlamı kayboluveriyor." Syf.183

"Belki de aynı gökyüzündeki aynı uyuşuk buluta bakıp aynı hayalleri kuruyoruz... Hatta belki henüz birbirimizi tanımıyoruz. Buna rağmen ben yine de seni seviyorum." Syf. 248

"Alıp giderim kendimi ıssız bir sahil kasabasına ya da kendi ıssızlığımdan bir adaya..." Syf. 267

"Acı çekerken şiir yazarsın, mutluyken de şiir gibi yaşarsın..." Syf. 279

"Hiçbir şeye inanmayan bir adamın bile kendisine inanan bir kadına ihtiyacı vardır." Syf. 152

"Sizin buldum dediğiniz tüm cevaplara karşı, benim henüz sorulmamış tonlarca sorum var... Çünkü siz durdukça ben yürümek istiyorum." Syf. 150

"Benim tembelliğim sizin anladığınız bir tembellik değil. Benim tembelliğim zaman zaman saatlerce sırtüstü yatmakken, zaman zaman da birkaç gün hiç uyumadan kitap okumaktır. Benim tembelliğim sürekli tasarı değiştirmek, bir iş ortasındayken başka bir işe meyletmek, birini yarım bırakıp başka başka şeyler düşünmektir. Çok sevdiğim bir kitabı bırakıp başka birkaç kitabı karıştırmaktır benim tembelliğim. Benim tembelliğim, başkalarının bana buyurdukları şeylere karşı bir tembelliktir. Yoksa sevdiğim şeyleri yapmak konusunda toplumdaki herkesten çok daha fazla çalışırım. Ortak bir yaşama alanında cereyan eden tembellik, o topluluğun sonunu getirirken, bireysel tembellik tamamen yaratıcılığı ortaya çıkarır." Syf. 147

"Çoğu zaman en iyi sığınak gerçeğin ta kendisidir." Syf. 145

"Gözümüzle gördüğümüz her güzel şeyin arkasında mutlaka bir giz ya da acı saklıdır." Syf. 8


Bir kitabı en iyi anlatan şey; içinde barındırdığı kelimelerden oluşan cümlelerdir. Bunca altı çizilmiş cümleden sonra hala daha okunmaya değer bir kitap olduğundan mı bahsetmeliyim? Kurgusu, konusu, içeriği.... Sanırım tüm bu alıntılar okumanız için size bas bas bağırıyor... :)

#yazmazsamolmaz 🦋🌸
#kubraslisen 🐧❣
#okudumbitti

17 Ocak 2018 Çarşamba

Benim Kitaptan Dünya'm 📚: Öğrendim Ki - Gülben ERGEN🌎⭐

Selamlar Sevgili Okuyucu;

Bir kitap önerisi ile daha karşınızdayım! :)

Aslında bu kitabı okuyalı çok bir kaç oldu ama yazmaya ancak fırsat bulabildim. Bilen bilir İstanbul'da yaşamak meşakkatli iştir. Hele benim gibi hem çalışan, hem okuyan, hem minnak bir bebesi olan bir insansanız bir çok şeyi yapmak artık sizin için bir lüks haline gelir.

Başkalarını bilemem ama ben kitapların o sonsuz dünyasına bir tek otobüslerde, minibüslerde dalabiliyorum. Yani bir tek şehir içi veya şehir dışı yolculuklarımda buna fırsat bulabiliyorum. Bu sebepten dolayı aslında kitabı bitirmem 3 günümü aldı. :)

Her neyse. Gelelim kitaba...


Gülben ERGEN hayatta öğrendiklerini yaşadıkları ile bütünleştirip; bir çeşit deneyimleme ve deneyimlerini başkalarıyla paylaşma yoluna gitmiş. Okurken Gülben'in izini, hayatını okuduğunuzu ama aslında tam da öyle olmadığını biliyorsunuz. Saf bir biyografi değil çünkü. Biraz da diyor ki bizlere: "Bakın ben bunları öğrendim hayattan, sizlerde bilin, kulağınıza küpe olsun."

Bir solukta okudum, bir solukta bitirdim. Okurken sıkmadı beni; zaman zaman gülümseten, zaman zaman hüzünlendiren bir hayat güncesi olarak kitaplığımın üst raflarında yerini aldı...

Tavsiye ederim; vakit kaybı hissi veren bir kitap değil zira...

O halde sevgili okuyucu bir daha ki tozlu sayfalarda görüşmek dileğiyle...

İyi bloglamalar...
İyi okumalar...
Ve hep...
Mutlu, umutlu yarınlara...
#yazmazsamolmaz 🦋🌸
#kubraslisen 🐧❣
#okudumbitti

10 Kasım 2017 Cuma

Benim Kitaptan Dünya'm 📚: En Güzel Abisi - Ahmet Ümit🌎⭐

Siz hiç bir semte anılarınızı, hatıralarınızı yüklediniz mi? Bir semtin sokaklarını karış karış gezip, o sokaklardan nice pislikleri temizleyip, nice haksızlıklara dur dediniz mi? Siz bir semtin önce abisi oldunuz mu? Sonra küstünüz mü sizi abisi ilan eden o semte?

Kitabın konusu, anlatımı ya da sürükleyiciliği hakkında yorum yapmamıza gerek yok sanırım... Bir Ahmet Ümit kitabı zira...

Ancak kitapta anlatılan hikayeye söylenecek çok şey var. Okurken nerede kalsam, biraz daha okusam, ardından ne gelecek acaba diye düşünüyorsunuz sürekli...

Bir yazarı, bir polisi, bir genç kızı, bir kabadayıyı, bir göçmeni okuyorsunuz.... Sayfaları çevirdikçe farklı farklı hayatların içerisinden geçiyorsunuz; karanlık bir tünelden geçer gibi... Ve işlerin sarpa sardığı bir noktada gözünüzün önünde duran gerçekle yüzleşiyorsunuz. Bammm!!! Asla tahmin edemeyeceğiniz bir son, masumiyette saklı olan bir kötülük. Aşka olan saygı, aşık olduğunuza karşı olan korku!

Bir cinayet kaç yerden vurabilir sizi. Bir cinayet kaç gerçekle yüzleştirir. Kaç tane ölü beden masum bir aşkı sıradanlaştırabilir. Ve kaç aşk bir cinayete tanıklık edebilir?

Hepsinin cevabı için sayfaları yavaş yavaş çevirin.

Sonra da yazarın kurgusuna hayran kalacağınız o sonu bekleyin!

İyi okumalar...

#yazmazsamolmaz 🦋🌸
#kubraslisen 🐧❣
#okudumbitti